Tasarım bir nesnenin ya da yapının oluşmasında ve yapımı süresinde gerekli yapı, mimari ve sanatsal çizimlerin, düşünce üzerinde planlanıp sonra da çizime aktarılmasıdır. İnsan ruhuna hitap etme özelliği sayesinde insan psikolojisini ve davranışlarını ciddi anlamda etkilemektedir. Tasarım ve dekorasyon üzerinde konuşacak olursak kesinlikle birbirlerinden farklı kavramlardır. Olmayan yeni bir ürün, obje veya mekan yaratmak için planlar yapmak, zaman kotasını tüketmek ve onları geliştirmek tasarımın içeriğini oluşturmaktadır. Tasarımın gerçekleşmesinde ise insan faktörünün önemi büyüktür. İnsanlara ve insanlığa ulaşmayan tasarım amacına da ulaşmış sayılmaz. Bundan dolayı mekan tasarımı, o mekanda bulunacak ya da zaman geçirip yaşayacak insanların davranışlarını doğrudan etkileme özelliğine sahip olacaktır. Bir yapının dış ve iç mimari özellikleri, nitelikleri, farklılıkları, ruhu, mekanın içinde başlı başına oluşturulan atmosfer, kullanılan renk ve dekorasyon incelikleri tasarımın tamamını oluşturan ince küçük ayrıntılardır.
Tasarımlarla İnsanları Etkileme Eylemi
İnsanları tasarım ve üretim yolu ile etkilemek uzun yıllardan beri gelen bir çalışmadır. Artık biliyoruz ki tasarımın psikolojik etkileri bulunmaktadır. Bir mekan tasarımı planlanıp yapılırken önce bu yapının nasıl, ne amaçla ve kimlere hitap edeceği konusunda ön çalışmalar yapılır. Bu çalışmalar, yapıyı kullanacak kişilerin davranışlarını etkileyecek tespitler olmalıdır. Böylece yapıyı kullanmaya yönelik davranışların neler olması gerektiği önceden sezilip belirlenmelidir. İnsanların hoşlandığı ve yabancılık çekmeden yaşayacağı yeni mekanlar tasarlayarak onları daha farklı algı biçimlerine yönlendirmek her zaman olası bir durumdur. İnsanlar için hazırlanan konforlu ve kolay yaşam koşulları sunan yaşam alanlarına uyum sağlamaları kesinlikle zor değildir.
Tasarımın Davranışlar Üzerindeki Etkisi
Genel tüm tasarıların , içerisinde zaman geçiren insanları davranış ve gelişim açısından etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Yapılan araştırmalar sonucunda, tasarımın insan hayatını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebildiğini ispatlanmıştır. Bunun sebebi ise tasarımın insan psikolojisi üzerine direk etki edebilen bir kavram oluşudur. İyi bir tasarıma sahip alanda yaşayan insanlar, rahat ve huzurlu olurken bazıları aynı huzuru yaşayamayabilir. İçinde zaman geçirilen yapıların sadece bazı işlevleri yerine getirmesini beklemek yanlış bir yaklaşım olabilir.
Tasarımsal yapıların insanlara mutluluk ve huzur vermesi, farklı bir tarz sunan dış görünüme sahip olması ve kendine özgü bir ruh taşıması çok önemlidir. Kişilere rehberlik edebilecek nitelikteki tasarımlar, insanların sahip olmadığı fakat sahip olmak istediği özellikleri bünyesinde toplayarak onlara bambaşka bir hedef belirleyebilir. Bu tarzdaki mimari ve tasarımsal yapılar, kişilere kendilerini daha iyi hissettirip sınırlarını zorlamasına yardımcı olabilir. Hedefleri ise daha belirgin hale getirip düzenli ve disiplinli çalışma isteğine kavuşmalarını sağlayabilir.
Her Tasarımın Bir Ruhu, Stili ve Felsefesi Olmalı
Her yapısal tasarım belli bir ruh durumunu vurgulayan özellikler taşımaktadır. İnsanlar bir mimari eseri beğendiğini belirtirken onu sadece estetik özellikleriyle beğenmezler. Eserde gördükleri her ayrıntıya tek tek vurgu yaparlar. Yapıda kullanılan bütün nesnelere duydukları beğenileri dile getirirler. Mimari yapıyı yaşam alanı konumuna getiren tüm detaylarına değinirler. Hatta yapıdaki yaşam tarzı ve felsefesi ile ilgilenirler. Bazı mimari tasarımlar geçmişe duyulan özlemi hatırlatırken bazıları ise geleceğin çizgilerini, izlerini hatta lekelerini yansıtır. Şöyle söylemek gerekirse tasarımsal yapılar, eserler herzaman kendilerine ait özel bir kimlik taşımaktadır.
Mekanlar ve Yapısal Düzen İnsan Psikolojisini Nasıl Etkiler
Tasarlanan yeni bir mekanın başarısı, mekanı kullanan veya kullanacak insanların mutluluğu ve sürekliliği ile yakından bağlantılıdır. Bu durum sosyal yaşam alanları için geçerli bir kavramdır. İnsanların büyük bir bölümü şehirlerde yaşamakta ve bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Şehirlerdeki yaşam alanları betonlaşırken doğal yeşil alanları görebilmek neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bu betonlaşma sonucu yapay yeşil alanlar, parklar, köprüler, göletler insan hayatına girmiş oldu. İşte bu doğal olmayan çevre düzeni ise insan psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler yaratmış oldu. Çevre tasarımı ile psikolojik denge arasında çok önemli bir bağ vardır. Doğanın genel yapısının bozulması ve yapaylılığın artması, kişiliklerin tuhen ve psikolojik olarak zayıflamasına yol açmaktadır. İnsanların geleceğe olan bakışlarının, hayallerinin, umutlarının yok olmasına, yaşam enerjilerinin düşmesine neden olmaktadır. Çevreden alınan olumsuz etkiler ise kişilerde günümüzün en büyük sorunu olan stres oluşumuna zemin hazırlar. İnsanların yaşamları doğallıktan uzaklaştıkça psikolojik sorunların artacağı kesin bir bilgidir.
Renklerin Mekanlardaki Önemi
Önceki makalelerimizdede bahsettiğimiz gibi renklerin insan hayatında bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere önemli rol oynamaktadır. Bilimsel olarak renklerin insan duyuları, psikolojisi ve davranışları üzerindeki etkilerinin, kültürel ve kişisel özelliklere bağlı olarak değiştiğini belirtilir. Renkler insanların zihnini ve davranışlarını yönlendirebilir. Düşüncelerinizi ve seçimlerinizi değiştirebilecek ruhsal ve duygusal tepkiler vermenize neden olabilmektedir. Renkler, insanlar üzerinde bilinçaltı güdüsünü ikna edebilecek bir güce sahiptir. Dekorasyon tasarımında kullanılan renklerin, insanlar üzerinde yarattığı duygular oldukça etkilidir bu sebeple dikkatli kullanılması gerekmektedir..
Renklerin İnsanlar Üzerinde Yarattığı Duygular
. Sarı parlak ve sıcak bir renktir. İç mekan dekorasyonlarında kullanıldığında canlandırıcı, mutluluk ve enerji verici bir etki yapması ile bilinmektedir. Gün ışığının rengi olması sebebi ile sinir sistemini uyararak neşeli olmayı sağlamaktadır. Ayrıca zihinsel aktiviteleri ve hafızayı canlandırma etkisi de bulunmaktadır.
. Turuncu sıcak renk grubunda yerini almaktadır. İç dekorasyonda kullanılması neşeli ve enerjik bir his yaratacaktır. İnsanda aktif olmaya katkısı vardır.
. Kırmızı dinamik, güçlü ve hareketli bir renk olması ile birlikte kan ve alevi de hatırlatmaktadır. İç mekanların tasarımlarında duruma göre küçük ve büyük yüzeylerde kullanılırsa etkili olabilir.
. Yeşil, her ne kadar doğanın rengi olsada soğuk renk grubuna aittir. Doğadan gelmesi sebebi ile tazeliği, yeniden doğuşu, büyümeyi ve umudu temsil etmektedir. İç mekan tasarımında kullanıldığında sakinleştirici bir his yaratmaktadır.
. Mavi soğuk renk grubuna ait olsada doğayı çağrıştırır. Denizin, göllerin ve gökyüzünün rengi mavi olarak tanımlanmaktadır. İnsan üzerinde ve bilinçaltında serinlik hissi yaratmakta ve huzur verici etkisinden faydalanılmaktadır. Mavi iç mekan tasarımında tercih edilirse rahatlatıcı bir etki yapacaktır.
. Mor kesinlikle soğuk bir renktir. İç mekan tasarımlarında mor renge yer verilirse insanlar üzerinde dengeleyici, sakinleştirici bir his oluşturabilir. Uzlaşmacı etkisi vardır ve iletişimin rengidir. Kırmızının enerjisi ile mavinin huzurunu birleştirir.
Fakat herkeste aynı etkiyi yapabileceği kesinlikle tartışılır.
. Krem Rengi ve Bej nötr renklerdendir. Mekanlarda sıkça kullanılmasının sebebi rahatlatıcı ve aydınlık bir etki bırakmasıdır. Farklı tonlarla ortamda bulunan diğer renkler ile kolay uyum sağlayabilen renkler arasında yer almaktadır.
. Kahverengi nötr renklerdendir. İç mekanlarda kullanılırsa doğal bir duygu yaratmaktadır. Kırmızı, mavi ve sarı renklerinin birleşiminden oluşmaktadır. Biraz da ahşabı yani doğayı çağrıştırmasından dolayı bilinçaltınıza sıcak gelmektedir..
. Gri nötr renklerin başında gelen bir tondur, mekan tasarımlarında sıkça kullanılan gri ciddi bir görünüm sergiler. İnsanlar üzerinde durağan yani coşkusuzluk hissi de yaratabilir.
Tasarımlarda insan faktörü büyük etkili bir etken olmaktadır. Tasarımlar, insanları etkilemek, yönlendirmek ve duygulara etki etmek amacı ile yapılmaktadır.
|